İnanılan değerler, savunulan davalar, inananlardan, özveri ve bedel ister. İnandığını iddia edenler, davaları uğruna maddi, manevi, bedenî ve fiziki olarak bedel ödemedikçe, Rahmanın lütfuna mazhar olamayacakları için bu anlamda yapılan her amel, çekilen her çile, yaşanan her imtihan, bir güzelliğin ifadesi olmakta ve bu davayı bir o kadar yüceltmekte, bir o kadar kutsallaştırmaktadır. Dolayısıyla bu kutsal dava, bir anlamda fedailerini de değerli kılmaktadır. Bugün, inançların özgürce yaşanması konusundaki serbestiyet, geçmişte bu uğurda verilen mücadelelerin, çekilen çilelerin, yok olan hayallerin, kararan hayatların, dağılan ailelerin, ödenen bedellerin bir sonucudur.
Bu kitapta yazar, her türlü zorluğa göğüs gererek, ne pahasına olursa olsun canını dişine takıp, bu doğrultuda bedeller ödeyip, yaşamın her alanında yasaklanmaya çalışılan inançlarını özgürce yaşayabilmek ve başörtüsüne özgürlük için Şanlıurfa'dan Ankara'ya kadar süren bir yürüyüşün adım adım öyküsünü anlatıyor.
'Aramakla bulunmaz, fakat bulanlar arayanlardır.' Eserde, bu kutsal davanın yücelttiği yaşamlar anlatılırken, konuyla ilgili, Hz. Peygamber döneminden, sahabe hayatından yaşananlara benzer vakalardan kesitler sunularak, ananelerimiz, olmazsa olmazlarımızı da anlatıyor Musa Çiftçi.