İslam'ın ilk beş yüzyılı boyunca Müslüman düşünürler, toplumsal ve ticari sorunlara yaratıcılık ve esneklikle yaklaşmışlardır. Yaklaşımlarının arkasında ise çeşitlilik ile adalet ve nezaketin, başarının temelleri olduğuna dair güçlü bir ahlaki kabul yatmaktaydı. İslam Devleti kısa bir sürede hızla yayılmış, açıklık ve kapsayıcılık ruhu sayesinde başarısızlığa uğramamıştır. Bu ruh, Müslümanların sadece çetin zorlukların üstesinden gelebilmelerini değil, aynı zamanda sürekli değişen ortama uyum sağlamalarını ve yurt dışı kaynaklı yenilikleri kolaylıkla, güvenle ve şevkle sindirmelerini de sağlamıştır.
İslam ve iş organizasyona dair mevcut araştırmaların çoğu henüz başlangıç evresindedir. Bir başka deyişle, bu konuda yazılanların çoğu genel bir mahiyet ve derinlikten mahrumdur. Zira İslam'ın ortaya çıkışını takip eden ilk yüzyıllarda mevcut olan zengin kaynak ve fikirler üzerine yeterince kafa yorulmamıştır. Bu yüzden elinizdeki kitap, literatürdeki bu boşluğu doldurmak maksadıyla kaleme alınmıştır. Ayrıca yakın zamanda ortaya çıkan ve Batı ile İslam medeniyetleri arasında yoğunlaşan karmaşık ilişkiler nedeniyle, İslam Dünyası'ndaki iş organizasyonlarındaki kültürel temellerin ciddi ve derinlemesine ele alınması her zamankinden daha öncelikli bir konu hâline gelmiştir.