"Türk şiirini tattım, tanıdım" diyebilmek için yapılacak işlerde ilkiYunus Divanı'na yol düşürmektir. Anadolu'yu sözlerini maneviyatıyla yoğuran, tohumlayan bu mana sultanı, Türk şiirin dahi mayalayan ilk öncüdür. Sözü yücelerden aşırıp gönlümüz düşüren bir pîrdir. Türkçenin o çocuk çağında söylenmiş bu nefis manzumeleri okumadan şiir kapısından girmemek gerekir.
Bu divan,Yunus şiirlerini toplayan yazmalardan eskisi ve güvenilir olduğuna kanaat getirdiğimiz Karaman nüshasını esas alarak hazırlanmıştır. Bu nüshada bulunmayan fakat Büyük Yunus'un olduğunu kabul ettiğimiz/düşündüğümüz manzumeler incelediğimiz diğer yayınlardan alındı. Genel bir okuyucu kitlesi gözetildiği için divan hazırlanırken bazı biçimsel düzenlemeler ve bir çeşit yazım güncellemeleri yapıldı. Kolay okunmasını hedeflediğimiz için, olduğunca külfetsiz bir yazımı,Yunus şiirinin duruluğunu gösterecek bir imlayı tercih ettik. Yunus'un Divanı karşısında bulunmak, büyük, aydınlık ve yüce bi kapının önünde durmak gibidir. O görklü kapıdan içeri girenlere, sözünün manasına erenlere selam olsun.