Yüreğim ağrıyor be gülüm,
Sevdalardan çok, acılara yenik düşmüş arsız yüreğim.
Barışın peşinde koşmaktan yorulmuş, yorgun yüreğim.
Her yitirdiğimiz gencin ardında bıraktığı yaşam öykülerini, yarım kalmış sevdalarını, ulaşamadığı özlem ve hayallerini dert edinen koca yüreğim,
Yüreğim ağrıyor be gülüm,
Siyasi hırs ve çıkarları uğruna bu ülkede her fırsatta barışı öteleyen, barış ve demokrasi yanlısı gencecik insanları terörün kucağına atan, kaos ve karmaşa ortamından, terörden beslenen karanlık güçlere inat,
Alıp başımı gitmek, ruhumu ve yüreğimi dinlendirmek istesem de,
Acılarımı yüreğimin bir yanına asıp, barış türküleri söylemeye devam edeceğim.
Ölenlerin, toprağa gömülenlerin yasını tutmak yerine,
Barış için, demokrasi ve kardeşlik için bir araya gelenlerle el ele tutuşup, halay çekeceğim.
İnanıyorum ki, her patlayan bomba, her düşen şehidin ardından, o yakılmış ormanların, yıkılmış evlerin, dağların yamacında yükselen dumanların arasından çıkıp gelecek barış soğutabilir ancak yüreğimin sızısını.
Barış içinde bir arada, eşit yurttaşlar olarak yaşayabilmenin koşullarını ve siyasi iklimini oluşturmak için sorumluluk duyan her yurttaşa düşen görevler vardır.
Bu görevlerimizi ihmal etmeye, ertelemeye, savsaklamaya, hele de yok saymaya hakkımız olmadığı