Kalabalık kentlerin yanlızlığı kuşanmış sakinleriydik hepimiz. Birbirimize ördüğümüz duvarlara çarpıyordu sesimiz. Aynı coğrafyada benzer acıları yaşarken, diğerini öteki görmenin körlüğüydü cehaletimiz. Cezamızsa yanlızlığımız ve cinnetimiz.. İnsanoğlu bireysel mutluluklarını arttırma arzusu ya da kişisel ıstıraplarının saçlarını okşama zavallılığını direttikçe yabancı kalacağız bırbirimize. Tanımak anlamaktır, anlamaksa hissetmek... Hislerini kovup, hırslarına sarılan bu yüzyılın, ihtiyacı olan tek şey YÜREĞİ... Yüreği kayıp şehirlerin, kayıp ruhlu tüm insanlarına duyurulur...