Yağmur, şehirde sesi olan her yaratığa "Kısın şu lanet olası sesinizi de beni dinleyin," der gibi asfaltın ve köprüden geçen arabaların üzerine, çatur çutur sesler çıkararak yağmaya başlamıştı bile. Kapüşonumu başıma geçirip hızlı hızlı yürümeye başladım. "Yarın saat on birde burada olun," demişti telefondaki ses. Ama ayaklarım geri geri gidiyordu.
Eğri büğrü taşlarla döşeli sokaktan geçip sıvası dokunsan dökülecekmiş gibi duran binanın küf kokulu bodrum katına indiğimde, daha zili bile çalmadan içimi bir pişmanlık duygusu sarmıştı. Ne işim vardı bu kemirgen yuvasında? Ne tür bir çaresizlikti beni buralara getiren? Evet, Tebrizli Şems "Girmeden bilemezsin," demişti ama bu köhne kapının arkasında nasıl bir derman bulmayı umuyordum ki? Görmeye geldiğim kişinin, beni bir boşluktan başka bir boşluğa atmayacağı ve sahte bir kurtarıcı olmayacağı ne malumdu?
Handan Ünlü Haktanır'ın eserlerine bir yenisini eklediği Yüreğimde Bir Aşk Var isimli bu öykü kitabında herkes aşkın türlü hâllerine tanık olacak ve kaçınılmaz olarak kendinden bir parça bulacak.