Bu topraklar coğrafi konumu gereği, göçlerin ayakları altında ezilmiştir hep. Kafkaslardan Arap çöllerine; Balkanlardan Hazar Denizi'ne değin uzanan göç yollarında nice canlar gitmiş, nice acılar yaşanmıştır.
Kafkasların güzel kızı Almestin, Soçi Irmağı'na kaptırdığı annesinin acısını unutmadan, yaşama olan umudunu köşe kapmaca oynayan mehtaplı bulutları seyrederken Kuban'ın sesi ona bir bahçıvanın fidana verdiği can suyu gibi gelmiştir.
Azelya, Küçük Menderes Ovası'nı seyredip yaşama dair güzel hayaller kurarken
Boz Dağlar'a bütün hayallerini bırakacağını bilmiyordu!
Sökünden ayrılan bir keklik gibi kanat çırpan Sarı Gelin, kırık dişli tarağı ile Kejê'nin saçını tararken zalim avcının nişangahına kilitlendiğinden habersizdi!
'Cennet anaların ayağının altındadır!' deyip anaları ayaklar altına alan eril bir zihniyetin dünyayı kadınlara dar eden dayatmalarına karşın yaşam ve onur mücadelesi veren kadınların bu savaşlarını konu alan öykülerden bir buketimle kadınların yaralarına merhem olmak herhalde insani görevlerin en değerlisidir.