Kapıların ardında mahkûm kaldı yalnızlık,
Kanatları kırık, tükenmiş bir sevda…
Uykusu kaçmış masum bir çocuğun yüzü üşüyordu.
Karanlıkta yavaş yavaş eriyen bir mum,
Eceli gelmiş bir sevda gibi…
Gün batımı bütün kızıllığıyla gecenin karanlığına sarılıyor,
Ölüm başı kırmızı duvaklı bir gelin gibi
Kapımızın ucunda ha gitti ha gidecek…
Uzak dağlarda kardelenler açarken
Bizsiz hüzünlü bir sevda ağıt yakıyor ardımızda…