Dünyada adını 2000'li yılların başlarından itibaren duyurmaya başlayan yurttaş gazeteciliği, ilk ortaya çıktığı dönemlerde Amerika Birleşik Devletleri'nde toplumsal sorumluluk kuramı ile bağlantılı olarak yurttaşın medyaya güveninin yeniden sağlanmasının bir aracı olarak görülmüştür. Yeni medyanın gelişmesi ile birlikte ise dezavantajlı grupların seslerini duyurabilmeleri bakımından hak odaklı habercilik olarak anlamını bulabilmiştir. Bunun yanında yurttaş gazeteciliği, doğru/yanlış zamanda ve yerde olan sıradan yurttaşların aktüel kameraları sayesinde görüntü almaları, içerik üretmeleri ve bu içeriği kendi sosyal medya hesaplarından ya da ana akım medyanın sosyal medya hesaplarına ulaşarak paylaşmaları şeklinde de açıklanabilmektedir.
Uygulamada, amatör veya profesyonel yurttaşların gerçekleştirdiği bireysel bir performans ya da kurumsal düzeyde gerçekleştirilen bir habercilik faaliyeti olarak değerlendirilebilen yurttaş gazeteciliği, Amerika Birleşik Devletleri'nden Avrupa ülkelerine, Irak'tan, İran'dan, Filistin'den Hindistan'a, Çin'e, Güney Kore'ye, Brezilya'ya ve Türkiye'ye kadar dünyanın hemen hemen her ülkesinde yurttaşın kitlelere seslenebilmesi, ulusal/uluslararası kamuoyu oluşturabilmesi bakımından bir çığır açmıştır.
Bu kitap; yurttaş gazeteciliğini tanımlamış, tarihsel gelişimini ele almış, dünyadaki ve Türkiye'deki uygulamalarından örnekler sunmuştur. Bununla birlikte kitapta alternatif medya, eleştirel ekonomi politik, kamusal alan, yeni medya okuryazarlığı, etik ile yurttaş gazeteciliği bağı hakkında bilgi verilmiş; yurttaş medyasında üretilen içeriklerin biçimsel özellikleri de incelenmiştir.