Din, edebiyat, sanat; yüzyıllardır yaşayan ve kökleri çok derinlere inen, hayatımızın her aşamasında tutunduğumuz üç dal; onlara dair kuşaktan kuşağa aktarılan, dağarcığımızı oluşturan bilgi, öğreti, gelenekler ve hikayeler… İçinde yaşadığımız, neredeyse ışık hızıyla değişen ve ilerleyen 21. yüzyılda geçmişten gelerek bugüne ve hayata bakışımızı, algımızı, haliyle "bizi" şekillendiren bu üç olguya nasıl bakıyoruz ve bakmalıyız?
Mieke Bal bu konuyu kutsal kitaplarda geçen Yusuf ile Züleyha kıssasını temel alarak inceliyor. Bunu yaparken, hikâyenin Kitab-ı Mukaddes ve Kur'an-ı Kerim'deki versiyonlarının yanında, Thomas Mann'ın Yusuf ve Kardeşleri romanı ile Rembrandt'ın resimlerindeki izdüşümlerinden de istifade ediyor. Yazar, metinlerarası bu yolcukta farklı disiplinlerden yararlanarak kuramsal bir okuma sunuyor.