Fatih Sultan Mehmet döneminden itibaren Ordu Şeyhi, alay müftüsü, asker imamı 'adı verilen din adamları ordu da görevlendiriliyordu. Cephede savaşanlarda üstün başarı gösteren Ordu şeyhleri yaptıkları hizmetlere karşılık Şeyhü lislamlığa kadar yükseliyorlardı.
Osmanlı devletinde imamlık müessesesi, hizmet ve görev yeri itibarıyla çeşitli isimler altında toplanmıştır. Osmanlı Devlet sisteminde imamlar, Padişah beratı ile hizmete alındıklarında asker kadrosundan sayılmaktadırlar. Onlar sivil hayatta görev yaptıkları gibi askeri kurumlarda da ihtiyaç duyulduğu zaman görev yapmaktadırlar.
Bu imamlar, tabur imamlığı, alay imamlığı, ocak imamlığı, gemi imamlığı, alay müftülüğü, ordu şeyhliği, gibi isimler altında görev yapmaktadırlar.
1789-1807 tarihleri arasında Padişahlık yapmış olan üçüncü Selim'in kurduğu Nizami Cedit ordusunda (1793) uygulanmak üzere hazırlanan "Levent Çiftliği" kanununağmesine göre "Her tabur için bir okul açılacak, bu okullar da her gün Kur'an-ı Kerim, dini bilgiler ve ilmihal dersleri imamlar tarafında verilecektir. Aynı zamanda askerlerin beş vakit namazı toplu halde (cemaatle) kılınmaları için her tabura birer imam atanacak, namaz aralarında İmam-ı Birgivinin Risalesi okunacaktır. Bu çalışmaların sonucunda ordu da tabur imamı geleneği başlamış oldu. Tabur imamlarının eğitimine ve görevlerine bakılarak başarılı olanlar alay müftülüğüne terfi edilebileceklerdi.