Gün doğmak üzereydi; dünyanın sesi ile daldığı o karanlıktan çıkarken, ıslıklar, hışırtılar, cıvıltıları andıran bu sesi her duyduğunda irkilirdi, kalbi atmasa da var olduğunu duyumsardı. Dünyanın şarkısı bitmek üzereyken Güneş göründü ve gökyüzü milyonlarca kanat çırpışı ile doldu. Yüzyıllardır şahit olmasına rağmen bu uyanışa hep hayranlık duyardı. Hassas, hiç şaşmayan ilahi bir tiyatroydu seyrettiği. Çok alçak frekanstaki dünyanın sesini bir tek insanlar duyamazdı bu koca evrende.