Çocuksu büyüklerin pencerelerinden sarktığı evler; anımsanmayı bekleyen geçmiş parçalarının mandallarla tutturulduğu iplere gerili balkonlar; parke taşlarında boş konserve kutularının yuvarlandığı, duvarları plastik top sesleriyle dövülen, şen çığlıklı mahalleler; bir koşu gidilen tezgahı sakızlı bakkallar... ama zaman O zaman değil.
Zamanı avuç avuç kuru yapraklar gibi havaya savurdu çocuklar. Duvar saatinin rakamları söküldü; kuşlara döndü, uçtu saatler. Büyüdü geçmiş. Erkekliğin zulmünü keşfetti oğlanlar. Kaybetmeyi reddeden kadınlara ait dünyalara açılıyor artık kapılar.
Meliha Yıldırım'ın açtığı kapının eşiğindesiniz: yenilgi bilmez kadınlar kucaklayacak sizi, Fikriye ile Latife'nin yanından geçeceksiniz, Tanzimat edebiyatçılarına kulak misafiri olacak, hayatın tesellisini bir sahil berraklığında arayanlara dönüşeceksiniz belki de. Gündelik telaşlarınıza aşina, yaşantınızda saklanıp kalmış mucizelerin peşinde, zamanın sınırlarını bilen, yüreğinize komşu öyküler.