Durum hiç iç açıcı değildi ve "iç açıcı olmamak" deyiminin, "kaygı uyandıran durumlar" için kullanıldığını herkes bilirdi. Rami Kütüphanesi'nde bulduğu saat, Can'ı önce binlerce yıl geriye sonra da bu tuhaf ve anlamlandıramadığı bir zamana getirmişti. Açık bir alandaydılar, gökyüzü görünüyordu ama nefes alamayıp bayılmışlardı.
Can ve Kıl Yumağı hareketsiz yatıyor, içinde bulundukları geniş alanda hiçbir hareket görünmüyordu. İnsan yoktu, hayvan yoktu, bitki yoktu. Göz alabildiğine uzanan fanus evler ve çöplerden oluşmuş dağlar vardı. Burası nasıl bir yerdi böyle, bayılan iki arkadaş uyanabilecekler miydi?