"En güzel düşlerin dönüştüğü kâbuslardan uyanmaya az kaldı!"
"Biçilen sonları ve verilen müddetleri anlamlı kılan hatıralar ulu gökyüzünün tozlu raflarında en temiz sayfalara yazıldı. Aklı taze tutan ama boynu sıkan düşünce zincirleri kırıldı. Bilinmeyen kıymetler, hakkı verilmeyen değerler, başını göğe dikti. Zalim suiistimaller altında ezilen mazlum sevgiler düştüğü yerlerden ayağa kalktı. Bütün bunlardan habersiz olan hayat olana bitene, zaman ise akışına bakmaya devam etti." Zaman, geçtiği her an bizlere acımasızca "geleceği" sunuyor olsa bile onu gerçekten anlamlı kılan arkasında bıraktıklarıdır. Bireyin en büyük sınavı zihninde düşlere dönüşmüş anılarıyla yüzleşebilmek ve onların bedelini ödeyebilmektir. Karanlık, kendisine verilen ismin aksine kılavuzluğu ile arafta kalmış bir hastanın sonunu ışıklar içinde aydınlıklara kavuşturuyor. Anılarının ve acılarının içine sürüklenen hasta, arada kalmış çırpınışları ile kendisine biçilen sona anbean tanıklık ediyor. Ulu siyah örtü ona rehberlik ederken, hasta kendisine bahşedilen onca zamanın tılsımını yaşanmışlıklarla açığa kavuşturup bütün gizemleri çözüyor.