Âdeta kendi parçasını kucaklayan karanlık, pelerinlinin vücudunun çizgilerini kendinde eritiyor muydu, yoksa bir şekilde farklı bir parlamayla pelerinliyi daha net mi gösteriyordu bilemedi Halit. Bu adam karanlıkla öyle iç içeydi ki, sanki onu karanlık doğurmuş ve ona farklı bir karanlık bahşederek onu yine kendine kral tayin etmiş gibiydi. Karşısında durmadan hareket eden adam süzülüyor mu yoksa yürüyor mu hâlâ emin olamadı. Bakışlarının nişangâhına korku ve merak oklarını yerleştirerek, çevresinde gezinen adama telaşla baktı…
Karanlıklarımız vardır, mucizenin varlığında aydınlanmayı bekleyen. Her tarafımızı kuşatan, fark edemediğimiz, varlığına alıştığımız, yokluğunu düşünemediğimiz… Hayatın değerlerini kendine gömmeye kararlı karanlıklarımız… Belki biraz destansı, ancak hayatın nokta koymaya çalıştığı bazı detaylara can vermeye çalışan soluğuyla oldukça gerçekçi olan bu roman, kendinizi ve hayatı keşfedebilmeniz için kapılar aralayacak. hakkın yok!