"Bir insanı zamansız kılmak, bunu istemek ve bunun için emek vermek o kişiye verilecek en özel armağanlardan birisidir. Senin için bunu yapmak istedim. En çok sen hak ediyorsun, en çok sana yakışıyor. Benim için yarım kalmış ve asla tamamlanamayacak bir hikâyesin. Yaşasaydın belki de böyle olmazdı. Yaşanır, tükenir ve öylece bitip giderdi belki de. Belki böylesine kıymet bilmeden yaşanır geçerdi yıllarımız. Ölümünün acısı ızdırap veriyor olsa da seni çok özel kıldı. Gidişin bir lanet gibi… Sana sonsuzluğun, zamansızlığın ve bir kadın tarafından ölümsüzlüğün kapısını açtı. Seni sen yapan her şeyinle bir anıta dönüştürdü. Şanslısın sevgim, çok şanslısın. Ardında kalan ben için ise işler daha zor. Gidenin ardından kalanın büyük sancıları, yıkılışları ve dönüşümleri oluyor. Sen bana dönüştüğüm bu yaşam yolunda en büyük armağan, en kötü lanetsin. Öğretiyor, değiştiriyor ve dönüştürüyorsun. Bu kitap bana bıraktığın anılarına anıt olsun. Seni duyan, gören, anlayan binlerce insanın şahitliğinde dünya üzerinde varlığını devam ettirebilmen dileğiyle. Bir gün bende seninle aynı yola girersem bile seni bilmeye, tanımaya ve tanıtmaya devam etsinler isterim. Bana ölümün de bir insanı nasıl ölümsüz kılabileceğini gösterdin, yakinen tattırdın. Dilerim senin için kaleme aldığım bu kitap pek çok insana sevginin ne kadar güçlü ve değerli bir olgu olduğunu ve sevgiye sarılmanın önemini yansıtan bir ayna olur. Senin sevginin gücünü herkes görür. Hep söylediğim gibi seni seviyorum sevgim. Ölümsüzlük seninle olsun…"