"Varoluş demek haa. Acaba ne yok olursa onu tekrar var edemem?" dedi Zaro. "Ölüm," dedi Atel. "Olmadığı kadar yakınımızda olan ölümü…" Kutsal güçlere sahip dört kutsal varlık, güçlerini evrenin güvenliği için feda ederler. Taş hâline getirirler ve evrenin dört bir yanına birbirlerinden habersiz yerleştirirler. İşte zaman ve mekân kavramlarının bile gerçeklik sayılamayacağı bir tarihten, günümüze armağan edilen dört büyük güçten ikisini bulmuştu Atel ve Zaro isimli iki genç. Bu direnişin kitabı ise onların hikâyesi. Karanlığın ve her karanlığı aydınlatacak olan şafağın hikâyesi. Sonsuz bir güçten hemen önce vücudunun her zerresiyle korkuyu hissetti Zaro. Sonrasında güvenli ve huzurlu zannettiği dünyanın ötesinde ki ölümü gördü. En sonunda dönüştüğü veya dönüşmek zorunda olduğu "kahramanı" gördü. İşte bu onu her yenilgisinde pes etmekten alıkoyan güçtü. Atel'in, Zaro'dan tek farkı ise Dünya'nın karanlık tarafında doğup zamanla değil doğar doğmaz kötülük ve karanlık ile tanışmasıydı. Karanlık ve acı içerisinde geçen çocukluğu sonsuz bir güce erişince onu iki farklı seçeneğin üzerinde durmaya zorladı. İntikam ve iyilik...