Akaid, Fıkıh, Tarih, Tefsir ve Tasavvuf bahislerinin yer aldığı çoklu ilimleri ihtiva eden bu kitabın baskısı, üç cilt halinde planlanmıştır. Birinci ciltte, sadece tasavvuf bahisleri yer almaktadır. Sekiz sahifeyi aşkın geniş fihristi, müellifin zengin bir içeriğe imza attığını göstermektedir. Zübdetü'l-İrfân'ı bilimsel bir üslupla kaleme aldığı ve içindekiler kısmında kitabın ana ve alt başlıklarını sıraladığı eserinde önce bir literatür taraması yapan el-Malatî (ö. 1955) Kur'ân ve Sünnet çerçevesinde bir tasavvuf anlayışı ortaya koyar. Kimi mutasavvıflardan nakledilen şathiyye ve felsefi fütûhât ve keşfiyyâtı kuşkuyla karşılar ve reddeder. İmam Rabbânî (ö. 1628) gibi sıkça şeriat vurgusu yapar. Tartışmalara yol açan sûfî yazarları ve bu cümleden olarak İbnu'l-Arabî (ö. 1240)'yi vahdet-i vücûd pasajlarından dolayı eleştirir ve kitaplarının okunmasını sakıncalı bulur. Osmanlı son devir uleması arasında Fatih dersiâmlığı payesine ulaşmış ve II. Abdulhamit Han'ın görevlendirmesi ile İslam dünyasının farklı coğrafyalarında önemli hizmetler yürütmüş olan Vânî el- Malatî 1915 Van olaylarında Ermenilerin şen'i katlimaları sırasında bütün aile fertlerini kaybeder ve yolu 1918'de Malatya'ya düşer ve burada kendi tabiri ile guşe-i inzivada "Zübde" serisini kaleme alır. Malatya Kuyubaşı Asrî Mezarlığında medfun el-Malatî'nin bilinen dört 'Zübde'si; Zübdetü'l-Berâhîn Rücûmen li'ş-Şeyâtîn, Zübdetü'l-İrfân fi İlmi'l-İtkân, Zübdetü'l-Merviyye fi İlmi't-Teşrîh ve'l-Kemeviyye, Zübdetü'l-Müsemmâ fi Hükmi'l-Esmâ'dan oluşmaktadır.