"Bir kovanda sadece tek bir kraliçe arı olur. Yürekte ikincisine yer yoktur," dedi Halim Efendi, duraksadı ve endişeli gözlerle Kalaycı Hamza'yı süzdü, "yoksa..."
"Yoksa bal olmaz değil mi?"
"Bal zehirlenir evlat!"
Aşk... Tarih... Polisiye...
1870 yılında başlayan çarpıcı ve sürükleyici bir aşk hikayesi...
Dönemin Üsküdar Kadısı Rauf Efendi'nin güzeller güzeli biricik kızı Gülpare ile ailesini çocuk yaşta kaybetmiş, bıçkın bir delikanlı olan Kalaycı Hamza'nın yolları bir adakla kesişir. Aşkın zehri ilk görüşte onları sararken hesaba katmadıkları bir şeyler vardır: Sultan karşıtı bir isyan, gizli bir aşk ve acı kayıplar.
Sultan'a sadakatiyle bilindiği için başı belada olan Rauf Efendi'nin hayatını şans eseri kurtaran Hamza da artık topun ağzındadır. Kadı'nın gözüne girmeyi başaran Hamza, yanına aldığı yeni dostu Rıfkı, Gazi Berber Selim ve Turşucu Bekir ile bu olayı gün ışığına çıkarmaya çalışacak ve Kor Cevat ile adamlarını alaşağı etmek için savaş verecektir.
Bir yanda yüreğini kuşatan Gülpare'nin aşkı; diğer yanda ortasında kaldığı bir isyan...
Ancak kader zaten en başından yazılmıştır.
Dönemin ruhunu hissettiren romana özel albümüyle, Sezgin Irmak'ın kaleminden bir üçlemenin ilk romanı;Zehr-i Bal…
"İlk kez korkuyorum! Ya aynı zehir sende yoksa?"