(...) Kenan Bey'i ilk gördüğü anı hatırladı. Sanki bir törende ya da ayinde gibi bir duruşu vardı. Odasındaki üçlü deri koltuğa sırtüstü yatmış, ellerini kucağında birleştirmişti. Saçları düzgündü. Ayakkabıları, hemen yanı başına, sehpanın kenarına düzgün bir biçimde konulmuştu.
Çorapları çıkartılmış, ayakkabılarının içine katlanarak konmuştu.
Her şey düzenlenmiş gibiydi. Beyaz gömleğinin kolları kıvrılmış, ceketi sandalyesinin arkasına asılmıştı. Her şey çok planlı gözüküyordu.
Acaba bu planın içinde ölmek de var mıydı?
Zehr-i Katil bize, insani duyguları, ilişkileri, ahlak algısını, sevgiyi, aşkı, güveni üç karakterin ağzından okudukça tekrar sorgulatıyor.
Mahcubiyet, suçluluk, öfke... İki kadının aşkı arasında kalmış bir adamın yavaş yavaş sona doğru giden adımlarını merakla takip edeceksiniz.
Aşk ve cinayet yaşamı kesintiye uğratan iki sıradışı olaydır. Aşkla cinayetin yolu kesiştiğinde, karşımıza derin insanlık hikâyeleri çıkıyor. Umarım aşkla cinayetin iç içe geçtiği bu romandaki çarpıcı insan hikâyelerini siz de seversiniz...
Ahmet Ümit
Takip edilmesi gereken bir polisiye yazarı, tanışmalısınız.
Osman Aysu
Oğlak Yayınları, Cenk Çalışır'ın elinizden bırakamayacağınız polisiyesi Zehr-i Katil'i Maceraperest Kitaplar arasında yayımlamaktan gurur duyar.