"Parçalanası kalp! Kör olası kalp! Hâlâ onu, o nankörü, o hercai meşrebi seviyorsun!" İşte bu hakikati Zehra boğup öldürmek arzusunda bulunuyor fakat daima elinin altından kaçırıyordu. Bu alaycı hayalete karşı tam bir çaresizlikle elleri bağlı duruyordu. Fakat mutlaka intikam lazım, mutlaka nefret lazım.
Küçük yaşta öksüz kalan Zehra, yaratılıştan hırslı ve kıskanç bir genç kadındır. Zengin bir tüccar olan babası, huyunun değişebilmesi umuduyla kızını, kâtibi Suphi ile evlendirir. Gençler ilk görüşte birbirlerini severler ancak bu sevgi, güzel cariye Sırrıcemal'in de gelişiyle Zehra'nın kıskanç tabiatını daha da körükleyerek beklenmedik sonuçlar doğuracaktır.