Zekarat
"Sahi, ölüm neydi? Bir yok oluş mu, yoksa yeniden doğuş mu? Yokoluş da olsa, yeniden doğuş da, korkunçtu soğuk yüzü, ölümün. Kapkara bir boşluktu. Hiç ışığı olmayan koca bir boşluk. Uzun bir maratona benziyordu yaşam. Hızla geçiyordu ayakaltından umarsızca. Yorulduğun an duraksanan, bitişin başlangıcını hazırlıyordu. Zavallı ömür"İnsanın yaşamla olan bağlarının kopmaya yüztuttuğu zamandilimleri vardır. "Ah keşke" der insan bu zamandilimlerinde, hayatının geride kalan boyutlarına şöyle bir gözgezdirir ve saniyeler içerisinde koca bir ömrün muhasebesini yapar. Geri dönüşü olmayan bu yolda, insan sadece kendini görür aslında. Kendi pişmanlıklarını, kendi acılarını, kendi pişmanlıklarını ve bitmek tükenmek bilmeyen arzularını görür.Atila Er; kaleme aldığı bu öykülerde, insanı anlatmış. İnsanın içdünyasını, kurgularını, karanlık yanlarını. Kitaptaki öyküleri okurken, hayatın insana özgü dinamiklerden ibaret olmadığını göreceksiniz.
Devamını Oku