Coşkun Karabulut, dokuzuncu şiir kitabı Zemherin Senin ile okurlarıyla yeniden iletişim kuruyor. Bu yapıt kendinden önceki "Şiirim Bana Benzer" kitabıyla ortak bir söylemsel tonu paylaşsa da şaşırtıcı biçimde ve yoğun olarak aşk izleğinin çevresinde döneniyor.
Öteki şiir kitaplarında yaşamın içinde gezinmeyi seven, konudan konuya atlayan, toplumsalın ve tikel insanın aksamalarını hedefine koyup onun yergisini ve mizahını yapan Karabulut şiiri bu kez alışık olmadığı sularda yüzüyor.
Zemherin Senin kitabında beliren özne, sevmekle yüceldiğini, gündelik olanı aştığını ve yaşama yeni anlamlar kattığını fark ediyor. Bu aydınlanmayla birlikte alabildiğine kendisini ötekine sunuyor. Olağandan ayrışarak özne acıyla hiç yüz yüze gelmiyor.
Tüm bu duygulanmalar içinde bile zaman zaman Karabulut şiirinin alameti farikası olan ironi başını kaldırıp kendini gösteriyor. Böylesi "dokunaklı" ortam içinde özne kendi parodisini yapıyor. Bu şiirsel ironiyle birlikte yapıt Metin Eloğlu'nda, Cemal Süreya'da ve Can Yücel'de gördüğümüz negatif estetiğe yaklaşmış oluyor.
Oktay Yivli