"16. yüzyıl, Eski Anadolu Türkçesinin yerini Osmanlı Türkçesine bıraktığı bir dönemdir. Farsçayı şiir dili ve Arapçayı bir edebiyat ve ilim dili olarak kabul edip önemli eserlerin ortaya konulduğu bir dönemdir. Yazarı hakkında pek bilgi bulunmayan Envârü'l-Hüdâ adlı eser; genel olarak dinî bir eserdir ve Kurân-ı Kerim'den aldığı ayetlerle ve hadislerle okura nasihat vermenin yanı sıra içinde türlü türlü hikâyeler barındırmaktadır. Ayrıca metinlerde bazı başlıklarda korkudan, açlıktan, nurdan ve kıskançlıktan bahsedilmektedir. "Münacat, mesnevi, naat" gibi şiir türleri bulunmaktadır.
Metin harekeli olduğu için kolay okunabilir. Nesih yazı türüyle yazılmıştır. Dil açısından ise yalın, kolay ve anlaşılabilir bir dille yazılmıştır. Yazarın en başarılı olduğu nokta, yazdığı şiirler içinde ayetleri kullanarak şiirlere uydurmaktır.
Bu çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde metnin yazıldığı dönemle ilgili imla, ses bilgisi ve şekil bilgisi açısından incelenip o dönemdeki edebî dilin kullanım şekli hakkında bilgi verilmektedir. İkinci bölümde "Oktay New" fontu kullanılarak metnin transkripsiyonu yapılmış ve metinde geçen bütün özel isimler hakkında dipnotlarda bilgi verilmiştir. Üçüncü bölümde ise alfabetik sırayla olmak üzere sözlük ve dizin sunulmuştur."