Güçleri tükenmiş vaziyette bu küçücük beton alanda korkudan ve acıdan büzüşmüş anlamda alevlerin onca sıcaklığının içinde bile üşüyor ve hatta titriyorlardı... Ali Asaf, Bertuğ ve Cemal alıç ağacının altına topladıkları ev halkıyla birlikte yok olan hayatı, hayatlarını izliyorlardı.
Yaşamda yol alırken bir şeylerin her an yok olacağını, her yaşanan anın o an için değerli olduğunu düşünüyordu Cemal... Gözlerinden akan yaşlar yüzündeki siyah isleri temizliyordu, gözyaşlarının tuzu yanan yerlerini acıtıyordu. Oturduğu yerden arkasına dönüp baktı hepsi görebildiği herkes perişandı. Tamara'dan akan kan kıpkırmızı hala akıyordu, yangının izlerini kırmızıya boyar gibi her kıvılcım parçası parlayışında kırmızı kırmızı ışıldıyordu.