Kaçmayı planladıkları labirenti inşa eden farelerin, yani Oulipo'cuların elebaşlarından Raymond Queneau'nun her metni sıradanlığın büyüsünü yansıtır. Alelade bir olayı 99 farklı hikâyeye dönüştürdüğü Biçem Araştırmaları edebi tahayyülde yeni bir pencere açarken, Zazie Metroda sinema da dahil çeşitli alanlarda bir ilham kaynağına dönüşmüştür.
Hiciv ustası Boris Vian'la birlikte Moule Poilue Akademisi'ni kuran Queneau, yirminci yüzyılın çığır açan kalemlerinden Georges Perec'i de bir hayli etkilemiştir. Perec, pek çok açıdan ustası olarak nitelenebilecek Raymond Queneau'nunZorlu Bir Kış'ını ilk okuyuşunun ardından bu fazlasıyla yalın romanın nasıl olup da kendisini büyüleyebildiğini anlamakta güçlük çektiğini yazar. Her yeni okumasında, bir öncekinde gözden kaçırdığı yığınla ayrıntı karşısında, "Şaşırtıdan şaşırtıya, buluştan buluşaZorlu Bir Kış, benim için usul usul tükenmeze yol alır," der.
Dört başı mamur böylesi bir yapıtı tanıtmak için bu gözleme daha ne eklenebilir ki?