Mavi Çöl - Yusuf İle Züleyha
Aşkın elleri dokundu kadının kaderine. Kadın sarsıldı. Göğsünde kor bir ateş. Tüm kâinatı kuşattı. Matem çadırı aşkla sarsıldı. “Ben bir çöl kızıyım.” dedi. Sevdiği adam önünden savrulup geçti. Adamın aşkı ömründen geçip gitmedi. Kadın onun ardından yürüdü matem çadırına. Kulağına ilk anlatıcının sesi ilişti. Bu, sevdasına hayran olduğu Aişe’nin sesiydi. Asırlar öncesinden ona yetişti. Ölesiye aşk dolu, ölesiye şefkatliydi. Dizlerine koydu başını. Aişe’nin ellerinde saçları tel tel çözüldü. Sakinleşiverdi. Aişe, onun saçlarını okşayarak anlatmaya koyuldu: “Ey Yusuf! Saçların ne kadar güzel!” dedi kadın. Yusuf; “Cesedimden ilk dökülecek şey odur!” dedi. Kadın; “Ey Yusuf! Gözlerin ne kadar güzel!” dedi. Yusuf; “Cesedimden ilk önce yere akacak odur!” dedi. Kadın; “Ey Yusuf! Yüzün ne kadar güzel!’ dedi. Yusuf; “O, toprak içindir. Toprak, onu yiyecektir!” dedi. Kadının önündeki aşk bahsi defterinin kapağı, kadın şifa bulsun diye kaldırıldı: Kıssa-i Yusuf! Kadın, Yusuf ’un aşkına daldı. Aşka bismillah… Hepsi bu!
Devamını Oku