O Pera’daki Hayalet
Hayalet Oğuz, 60'lı ve 70'li yıllarda İstanbul'da bohem hayatın içinde önemli bir ad olarak yaşadı. İncecikti. Gerçek bir mülksüz ve malsızdı.Ne evi, ne de tek bir sandalyesi oldu;resmi dairelere girip çıkmadı; cebinde doluştırdığı kitapları ya da bir dostundan almıştı ya da biraz sonra bir başkasına verecekti. Çeviriler yaptı, birkaç şiir yazdı. Kara gözlüklerinin arkasından dünyayı ve çevresini izledi. İçki masalarının, edebiyat toplantılarının, caddelerin ve sokakların arasından geçip sessizce gitti. Bugün hala aramızda, hayalet, dolaşıyor.
Devamını Oku