Osmanlı’da Çok Eşlilik Tartışmaları
Türk demokrasi tarihinde bir dönüm noktası olan II. Meşrutiyet Dönemi’nde her türlü düşünce basın yayın organları aracılığıyla kendini îfade etme imkânı bulmuştur. İslâmcı, Türkçü, Batıcı, Sosyalist akımların tartışmaya katılmasıyla yeni fikirler üretilmiş, ülkenin içinde bulunduğu sıkıntılara, toplumsal meselelere çözüm aranmıştır. Bu tartışma konularından biri de taaddüd-i zevcât meselesidir. II. Meşrutiyet döneminde tartışılan meseleleri ve sorunları anlayabilmek için, öncelikle Meşrutiyeti hazırlayan nedenler tarihi ve toplumsal temeller incelenmelidir. I. Dünya Savaşı öncesinde devletin kaos dönemi diyebileceğimiz kritik bir dönemde, böyle bir meselenin tartışılması ilk bakışta çok anlamlı olmasa da, Tanzimat’tan itibaren mesele incelenip tarihi kökenlerine inildikçe, batılılaşma hareketleri kapsamında ilerleyen sosyokültürel değişiminin bir parçası olduğu ortaya çıkacak ve mesele daha da anlamlı bir hal alacaktır Bu kitabın birinci bölümde; batılılaşma ve modernleşme faaliyetlerinin devlet eliyle yapılanmaya başladığı Tanzimat Dönemi’ne ve Tanzimat kapsamında yapılan Batılılaşma faaliyetlerine kısaca değinildi. Daha sonra II. Meşrutiyet Dönemi ve önemi üzerinde durularak bu dönemde ortaya çıkan fikir akımları da tanıtıldı. Zira taaddüd-i zevcât tartışmaları bu fikir akımlarına mensup şahıslar tarafından değerlendirilmişti. Bu nedenle fikir akımları kapsamında taaddüd-i zevcât konusunu tartışan dönemin seçkin ûleması ve entelektüel camiasının fikri alt yapılarını ve beslendikleri menbağları tanıtmak maksadıyla biyografilerine yer verildi. Ayrıca bu ilim ve fikir adamlarının taaddüd-i zevcât ile ilgili makalelerini yayımladıkları yayın organları da kısaca tanıtılarak meselenin özüne ulaşılmaya çalışıldı. İkinci bölümünde; taaddüd-i zevcât’ı reddeden ve kabul eden Batıcı, Türkçü ve İslamcı şahısların görüşleri, bunlara yapılan itirazlar, sorulan soruları ve verilen cevaplar delilleri ışığında sunuldu. Daha sonra Taaddüd-i zevcât tartışmaları bir hedefe ulaştı mı? Bu hedefe ulaşmada hangi şahısların görüşleri önemli oldu? Hukûk-i Aile Kararnamesi’nin kapsamı ne idi ve ne derece etkili oldu? Taaddüd-i zevcât yasaklanabildi mi ya da bir sınırlamaya tabi tutuldu mu?” sorularına kısaca cevap verilmeye çalışıldı. Son olarak Ekler kısmına Tanzimat Dönemi’nden başlayarak II. Meşrutiyet Dönemi ve Hukuku-Aile Kararnamesi sonrasına (Abdulah Cevdet -1926’ya) kadar taaddüd-i zevcât ile ilgili ulaşılabilen bütün makalelerin latinizeleri (Osmanlı Türçesinden transkripsiyon) eklendi.
Devamını Oku