Osmanlı'nın Sualtı Lağımları
İnsanlığın varoluşundan itibaren, herhangi bir saldırıya karşı koymak ya da müdafaa durumuna geçmek bir savunma ihtiyacı olarak doğmuştur. Hayatın güvenli bir şekilde devam edebilmesi bireysel ya da toplumsal bazda yapılan/yapılacak savunmalarla mümkündür.İlkçağlardan günümüze savunma için çeşitli araç ve gereçler kullanıldı. Taş, sopa, ok ve yay, kılıç, kama, mızrak gibi ilkel savunma silahlarından; modern zamanlara ait ateşli silahların kullanımına kadar geçen süreçte büyük yenilikler gerçekleştirildi. Toplumların kullandıkları ve zamanla geliştirdikleri silahlar, üzerinde yaşadıkları toprak parçasının konumuna, ihtiyaçlarına ve devrin şartlarına göre şekillenmektedir. Devletlerin egemen unsur olma vizyonları, büyük bir silahlanma yarışı başlattı ve nihayet 19. yüzyıl dünyası denizlerde patlayan lağımlar için hamleler yaptı.Osmanlı Devleti de sınırlarını korumak ve düşmanın savaş gücünü yok etmek için bu girişimin içerisinde yer aldı. Avrupadan transfer ettiği farklı türdeki mayınlar üzerinde birtakım çalışmalar yaparak, onları denizlerde/nehirlerde kullandı. Lağım teknolojisine vakıf isimler de bu transfer dâhilinde idi.Bu eser, önemli bir savunma silahı olan lağımın imali, bakımı, muhafazası ve kullanımı konusunda çok değerli bilgiler içermektedir. Lağım ve akşamlarının tanınması, savaş zamanlarında sınırlarda oluşturulacak savunma hatları ya da düşman donanmasına yapılacak mayınlı taarruzların nasıl olması gerektiği ve lağımlar için kullanılan özel deniz araçlarının tanıtımı ve kullanımı hususunda titiz bir şekilde kaleme alınan bu talimname ile Türk donanma ve askeri tarih çalışmalarına ciddi bir katkı sağlanmaktadır.
Devamını Oku