Şehir Yönetim ve Kültürel Miras
Türkiye’de üst yönetici olarak bürokratların aynı zamanda akademik çalışma yapmış olmaları önemsenmez. Halbuki Batı ülkelerinde uygulama ve bilimsellik paralel gider ve bu iki hususun birlikteliği çok önemsenir. Ülkelerin ve ulusların güçlü olmalarında kuşkusuz en başta gelen etkenlerden birisi, bürokrasinin etkinliği ve niteliğidir. Bürokrasinin hem akademik hem de uygulama bağlamındaki tecrübesinin bir araya gelmesi ise verilen hizmetleri çok daha nitelikli hale getirmektedir. Bu kitabın yazarı Enis Yeter şehir meselesine uygulamanın içinden akademik bir perspektif ile bakıyor. Yazar, akademik yaklaşımın verdiği imkanları kullanarak şehrin sorunlarını daha derinlikli olarak ele alıyor, tarihsel ve yönetsel tecrübeleri ihmal etmeden gelecek ufkunu da dikkate alarak çözümler öneriyor. Yerel hizmetlerde merkezle olan iş yapma biçiminin sorunları ve bunları aşmanın yollarını da ele alan yazar kültürel mirasın korunması üzerine de önemli tespitlerde bulunuyor. Altı yıl valilik yaptığı Kastamonu’nun kültürel mirasını nasıl canlandırdığına da şahit olduğumuz yazarın devlette sürekliliğin ve süreksizliğin doğurduğu sorunları da çok çarpıcı ve sarih bir şekilde ele aldığını gözlemliyoruz. Avrupa Birliği’nin mahalli idareler üzerindeki etkilerini de gündeme alarak irdeleyen yazar hizmetlerin esas sahibinin vatandaşa en yakın birimler olarak yerel yönetimler olduğunu Subsidiarite ilkesi üzerinden Avrupa’da nasıl ele alındığını da aktarıyor. Yerel olanın uluslararası alandaki izdüşümünün analiz edildiği kitapta yatırım ve hizmetlerin merkezi kuruluşlardan yerel yönetimler, hatta daha büyük yerel yönetimlerden alt kademe yerel yönetimlere kaydırılmasının da yerellik açısından ne kadar önemli olduğu vurgulanıyor.
Devamını Oku