Sekizinci Gün
“1999 yazinda, Sekizinci Gün’ü yazmaya basladigimda, kitabin neye benzeyecegini kesin olarak biliyordum: elinde yeni ve ölümcül bir kitle imha silahi bulunan El-Kaide hücresinin Amerika’nin baskenti Washington’a karsi girisecegi sarsici bir saldiri.”Glenn Meade, 11 Eylül saldirilarindan önce Sekizinci Gün’ü kaleme aldiginda, olabilecek bir gerçegi, çok daha fazla felaket ve ölüm getirecek bir gerçegi gözler önüne sermisti. Saldirilardan sonraysa romanindaki liderin, Usame bin Ladin’in adini degistirmesine ragmen yayinevi kitabi yayimlamayi reddetti. Yazar bu tepkiyi, “Çünkü roman gerçege çok yakin,” diye açiklayacakti. Sekizinci Gün titiz bir çalismanin ve önemli bir çabanin ürünü. Asiri Islamci bir örgütün saldirilariyla ilgili pek çok ayrintiyi gözler önüne sererken, Amerikan güvenliginin yetersiz kalisinin nedenlerini de masaya yatiriyor. Tanıtım Metni
Devamını Oku