Sosyolojik Savaş
Türkiye ve Türk-İslam dünyası neden dünya coğrafyasının kriz bölgesini oluşturuyor? Bu durumu, günümüz literatürüne bu kitap ile giren bir savaş türü ile açıklamak gerekiyor. Türk-İslam dünyası, kimlikleri silah olarak kullanan; doğası sosyolojik olan, kültür, nüfus ve coğrafya bütünlüğünden yoksunlaştırma temelli bir savaş türü ile karşı karşıya bulunuyor. Bu savaş türü, kimlikleri, kimlikler arası ilişkileri, dayanışmaları yıkıma uğratarak, farklı kimlikleri birbirlerine karşı -Amin Maalouf’un tabiriyle- ölümcül kimliklere dönüştüren bir savaş türüdür. Bu savaş türünün dayandığı strateji; etnisiteye ve dini alt kültürlere referanslı yeni kimlikler tanımlamak, yapay azınlıklar oluşturmak ve kültürü, nüfusu ve coğrafyayı mozaikleştirerek etnik, dini ve kültürel çeşitliliği daha çok yansıtan bir coğrafya ve sosyolojik boyutta heterojen bir yapı inşa etmektir. Toplumsal çözülmeye ve hatta çatışmaya yol açan spontane görünümlü etnik ve radikal akımların arkasında gerçekte bu strateji vardır. Toplumsal çözülmeye ve hatta çatışmaya yol açan spontane görünümlü etnik ve radikal akımlar, gerçekte arkasında bir irade ve strateji olan akımlardır. Osmanlı bu stratejinin manipüle ettiği kimlik çeşitliliğini bir arada tutabilme ve sürdürebilme yeteneğini kaybederek dağılmıştır. Günümüzde Türkiye ve Türk-İslam dünyasında kimlik çeşitliliği temelinde yaşanan olaylar da aynı paket stratejinin bir devamıdır. Böyle bir stratejiye sadece askeri güç unsurları ile mukabele edilemez. Hatta çoğu zaman, askeri mukabele bu tehdit stratejiyi tersten besleyebilir. Asimetrik karakterli bu sosyolojik güvenlik tehditlerine karşı, Milli Güvenlik Stratejisi kapsamında, “Sosyolojik Güvenlik” bileşeninin de artık yer alması kaçınılmaz hale gelmiştir. Elinizdeki kitap, tarihi süreç içinde Türkiye ve Türk-İslam dünyasını hedef alan sosyolojik savaş kavramı çerçevesinde, sosyolojik tehditler, sosyolojik silahlar, sosyolojik tehdit kaynakları, sosyolojik istihbarat, sosyolojik güvenlik ve benzeri birçok kavramı sosyoloji ve güvenlik literatürüne kazandırmakta, geçmişte ve günümüzde yaşanan olaylara ve çözüm arayışlarına yepyeni bir ışık tutmaktadır.
Devamını Oku