Taş Bebek
Mahmut Yesari’nin eserleri nadiren mutlu sonlarla biter. O karakterlerine karşı oldukça acımasızdır. Öykü ve romanlarına, kendi sonunu çağırırcasına, karanlık, acılı, yürek burkucu sonlar seçer. Kahramanları da genellikle kaybeder. İnançlarını, aşklarını, umut ya da hayatlarını kaybederler birer birer. Bu seçkide yer alan üç uzun öykünün kahramanları da bu kaybedenlerdendir. “Taş Bebek”te Füsun’dan hoşlanan, bu güzeller güzeli kızın kalbinde yer etmeye çalışan Fatin ve Haluk’un sonu hüsran olacaktır. “Bir Rüyanın Hatırası”nda Remide, yaz aşkı Cin’in aslında sandığı gibi bir genç adam olmadığını öğrenip hayal kırıklığına uğrar. “Sevda Geceleri”ndeyse pek çok kadınla gönül eğlendirdikten sonra Süheyla’da karar kılan Ekrem, tam da saadetin eşiğindeyken geçmişi karşısına dikilecektir. Süheyla da Ekrem de… Hepsi, ama hepsi kaybedecektir. “Hayatta sürekli sevinç yokmuş.” Bizim Hikâye, Osmanlı’dan günümüze edebiyatımızda öykünün izini süren, öykücülüğümüzü var etmiş, geliştirmiş yazarların eserleri arasından en güzellerini, en başarılılarını, en önemlilerini belirli bir tematik bütünlük gözeterek ortaya koyan, 1850’lerden 1950’lere kadar bir asırlık öykücülüğümüzün verimlerini bir araya getiren bir kitap dizisi. Bizim Hikâye dizisiyle birlikte, hem öykücülüğümüze dair bütünlüklü bir söz söylemek hem de yeni öykücüler keşfetmek üzere farklı yolculuklara yelken açıyoruz.
Devamını Oku