Ustalıkla Pişer Hayat
Çırağı Olmadığın İşin Ustası Olamazsın “Bedri Usta’yım ben... Adım Bedri ama herkes bana Bedri Usta der. Kebabın yanındaki közlenmiş biber gibi seviyorum Bedri’nin yanında duran ustalık sıfatını... Ama ustalığım sadece kebabı değil hayatı pişirmekte de olsun istedim. Her ateşin üstüne et atanın usta olamaması gibi iyi kötü bir ömür yaşayan da ustası olamıyor hayatın. Sıfırdan bir hayat yaratmış, zaman zaman hayatını sıfırlamış biriyim ben. Başka hiçbir şeyde bu kadar iddialı değilimdir ama kebap işi benden sorulur ve mangala atılan şey etten ibaret değildir. Hayatı da ustalıkla pişirmek gerekir...” Mardin’in Midyat ilçesinde yokluk içinde başlayıp oradan Adana’ya, sonrasında taşı toprağı altın şehir İstanbul’a uzanan bir hikâye onunki... Yedi yaşındayken gurbete çıkan, ayakkabılarını yastık yapıp köprü altında uyuyan küçük bir çocuğun bir yandan azimle ve umutla nasıl hayata tutunduğunun izlerini sürerken bir yandan da dünyaca ünlü bir markaya dönüşen işletmesini nasıl kurduğunu bazen kahkahalarla bazen gözleriniz dolarak okuyacaksınız. Esnaflığın incelikleri, ustalığın sırları, baba olmak, ailenin önemi, yemek kültürü ve Anka kuşu misali sürekli yeniden kurulan ve içine doğduğu kalıpları kırarak, kendini bilgelikle yeniden inşa eden bir yaşama dair derinlikli ve ilham verici bu hikâye sizi tesadüfler ve kader üzerine düşünmeye davet ediyor.
Devamını Oku