Uygarlığın Huzursuzluğu
“Uygar” bir ahlakın egemenliği altında bireylerin sağlığının ve yaşam verimliliğinin bozulabileceğini ve nihayetinde kendisine dayatılan fedakârlıklar nedeniyle bireye verilen bu zararın öyle bir boyuta ulaşabileceğini varsaymak doğaldır ki “uygar” amaç ve hedefin kendisi de dolaylı olarak tehlikeye girecektir. Gerçekten de von Ehrenfels, sorumluluğunu şu anda Batı toplumumuzda hâkim olan cinsel ahlak kurallarına yüklediği bir dizi zararlı etkiye işaret etmekte ve uygarlığın ilerlemesi için yüksek değerini tamamen kabul etmesine rağmen, reforma ihtiyaç duyduğuna karar vererek sonuca varmaktadır. Günümüz cinsel ahlakının karakteristik özelliği, kadınlardan talep edilenlerin erkeğin cinsel yaşamına da yayılması ve tek eşli evlilik dışında her türlü cinsel ilişkinin tabu haline getirilmesidir. Öyle olsa bile, cinsiyetler arasındaki doğal farkın göz önünde bulundurulması, erkeğin kusurlarının daha az kınanmasını ve dolayısıyla erkek için çifte bir ahlak kuralının kabul edilmesini gerektirir. Bu çifte kuralı kabul eden bir toplum; “hakikat, dürüstlük ve insanlık sevgisine” ancak dar ve sınırlı bir ölçüde ulaşabilir ve üyelerini hakikati gizlemeye, örtbas etmeye, kendini kandırmaya ve başkalarını kandırmaya meylettirmek zorundadır.
Devamını Oku